Prens Selman’dan en büyük imgesel Neom için şok komut: ‘Ya tahliye ya ölüm’

Suudi Arabistan’da onlarca Batılı firmanın desteğiyle inşa edilen ekolojik kent projesi Neom için çöldeki emek harcamalar devam ediyor. İngiliz BBC’nin iddiasına gore; şehrin inşası için bölgedeki arazileri boşaltmaya çalışan Suudi yetkililer, güvenlik güçlerine evlerini terk etmeyi reddedenleri gerekirse vurarak öldürmeleri emrini verdi. KANLI PROJE Albay Rabih Alenezi, Neom adında olan proje kapsamındaki The Line (Hat) […]

May 10, 2024 - 11:15
 0
Prens Selman’dan en büyük imgesel Neom için şok komut: ‘Ya tahliye ya ölüm’

Suudi Arabistan’da onlarca Batılı firmanın desteğiyle inşa edilen ekolojik kent projesi Neom için çöldeki emek harcamalar devam ediyor. İngiliz BBC’nin iddiasına gore; şehrin inşası için bölgedeki arazileri boşaltmaya çalışan Suudi yetkililer, güvenlik güçlerine evlerini terk etmeyi reddedenleri gerekirse vurarak öldürmeleri emrini verdi.
KANLI PROJE
Albay Rabih Alenezi, Neom adında olan proje kapsamındaki The Line (Hat) adlı dikey şehrin inşası için bölgedeki köylüleri evlerinden çıkarma emri aldığını söylemiş oldu. Evini terk etmeyi reddeden bir şahıs vurularak öldürüldü. Suudi hükümeti ve Neom projesi yetkilileri bu iddialarla ilgili sorulara yanıt vermeyi reddetti. 500 milyar dolar tutarındaki Neom projesi, 2030 Suudi Vizyonu adında olan stratejinin bir parçası. Burada amaçlanan şey, Suudi ekonomisinin petrole bağımlılığını azaltmak.
HARİTADAN SİLİNDİLER
Projenin merkezindeki The Line ise, otomobillerin giremediği, 200 metre genişliğinde ve 170 kilometre uzunluğunda bir yerleşim hattı olarak tasarlandı. Hemen hemen 2,4 kilometrelik kısmı tamamlanabilmiş olsa da, 2030’a kadar inşasının bitirilmesi planlanıyor. Suudi veliaht prensi Muhammed Bin Selman, Neom’un inşa edileceği bölge için muhteşem bir ‘boş tuval’ nitelemesinde bulunmuş oldu.

Hükümetten gelen açıklamalara gore altı binden fazla şahıs bu hat üstündeki evlerini boşalttı ve başka yere taşındı. Sadece İngiltere’deki insan hakları kuruluşu ALQST’nin tahminlerine gore bu sayı oldukca daha çok. İncelenen uydu görüntülerinde, tahliye gerçekleşen üç bölgede (Al Khuraybah, Sharma ve Gayal) okulların, evlerin ve hastanelerin haritadan silmiş olduğu görülüyor.
‘İSYANCILARA’ KARŞI ÖLÜMCÜL GÜÇ
Geçen yıl İngiltere’ye kaçan eski Suudi ordu subayı Alenezi, Nisan 2020’de The Line’ın 4,5 kilometre güneyinde Al Khuraybah bölgesini boşaltması emrini aldığını belirtti. Buradaki köylerde yaşayanların bir çok Huveytat aşiretindendi. Alenezi’ye gelen talimatlarda, Huveytatların içinde oldukca sayıda ‘isyancı’ olduğu ve ‘(tahliye emrine) karşı çıkmaya devam edenlerin öldürülmesi gerektiği, evlerinde kalan her insana ölümcül güç uygulanması için izinlerin verildiği’ yönünde ifadeler yer aldı.
Eski albay, BBC’ye yapmış olduğu açıklamada, sağlığını bahane ederek bu görevi üstlenmediğini sadece gene de operasyonun gerçekleştiğini söylüyor. Bu emirden bigün sonrasında evinin kıymetini belirlemek için gelen tapu görevlilerini içeri almayan Abdurrahim el Huveyti vurularak öldürüldü. Aynı şahıs vurulmadan ilkin toplumsal medyada tahliye emrine itiraz eden birçok video paylaşmıştı. Suudi güvenlik yetkilileri El Huveyti’nin güvenlik güçlerine ateş açtığını ve onların da karşılık vermek zorunda kaldığını belirten bir izahat yapmış oldu.

İnsan hakları kuruluşları ve Birleşmiş Milletler (BM) ise, insanın yalnızca evini terk etmeyi reddettiği için öldürüldüğünü savundu. BBC, Albay Alenezi’nin ölümcül güç kullanımına resmi olarak izin verildiği iddiasını doğrulayabilmiş değil. Suudi haber alma teşkilatının çalışmalarını takip eden bir kaynak ise, Alenezi’nin iddiasının projeyle ilgili verilen talimatların geneli ile aynı doğrultuda olduğu görüşünü paylaştı. Kaynak bununla birlikte Alenezi’nin bu şekilde bir komut alacak düzeyde yetkiye haiz bulunduğunu altını çizdi.
BM ve ALQST’nin açıklamalarına gore, minimum 47 şahıs de mecburi tahliyeye karşı çıktıkları sebebi öne sürülerek gözaltına alındı. Birçoğuna terörle bağlantılı suçlamalar yöneltildi. ALQST bu kişilerden 40’ının halen hapiste bulunduğunu, aralarından beşinin idama mahkum edildiğini kaydetti. Birçoğu El Huveyti’nin ölümü sonrası toplumsal medyada yas mesajları paylaşmış olduğu için gözaltına alındı. Suudi yetkililer, tahliye talimatı verilenlere tazminat önerildiğini söylese de, ALQST verilerine gore köylülere söz verilenin oldukca altında ödeme yapılmış oldu.
PRENS’İN PLANLARININ MERKEZİ
Albay Alenezi’ye gore Huveytat’lara yönelik sert adımların arkasındaki sebep, Neom’un, Muhammed Bin Selman’ın planlarının merkezinde olması. Neom kapsamındaki bir kayak merkezi projesinin eski yöneticilerinden Andy Wirth, ülkesi ABD’den bu işe adım atmak için ayrılmasına birkaç hafta kala Abdurrahim El Huveyti’nin ölümünden haberdar bulunduğunu söylüyor.
Çalışanlarına işin aslını yine yine sorsa da bu mevzuda kafi bir yanıt alamadığını belirtiyor. “Projede ilerleme sağlamak adına oradaki insanların boğazına yapışamazsınız” diyen Wirth, proje yönetimine inancını kaybetmiş olduğu için bir yıl sonrasında işi bıraktı.

AKRABALARI İÇİN KORKUP KONUŞMAYI REDDETTİLER
2022’de The Line kapsamındaki 100 milyon dolarlık bir projeden çekilen İngiliz arıtma şirketi Solar Water’ın CEO’su Malcolm Aw da yaşananları sertçe eleştiriyor. Mahalli halkın zenginlik olarak düşünülmesi icap ettiğini söyleyen Aw, “Onları evlerinden atmaya emek vermeden ilkin proje mevzusunda tavsiyelerini almalısınız” diyor.
Köylerini terk etmek zorunda kalanlar, gözaltındaki akrabalarını daha da tehlikeye atmaktan korktukları için yabancı medyaya konuşmak istemediler. Ikimiz de 2030 Suudi Vizyonu kapsamındaki bir başka bölgede evlerini terk etmek zorunda kalanlarla konuştuk. Batıdaki Cidde’de yürütülen proje sebebiyle 63 mahallede bir milyondan fazla insan evlerinden edildi. Burada opera salonları, lüks avmleri, hususi konutlar, spor alanlarının inşası sürüyor.
Bu yıkımlardan etkilenen Aziziye’de büyümüş olan Nader Hijazi (gerçek adı değil), babasının evinin, yalnızca bir kaç hafta öncesinde uyarı yapılarak yerle bir edildiğini belirtiyor. Eski mahallesine ilişkin fotoğrafların harp alanını andırdığını söyleyen Hijazi, “Halka, kimliğimize harp açtılar” diye konuşuyor.
‘İHBAR SÜRESİ UYGULANMADI, TAZMİNAT VERİLMEDİ’
BBC’ye konuşan Suudi aktivistler, iki kişinin geçen yıl Cidde’deki yıkımlara itiraz etmiş olduğu için gözaltına alındığını, bu kişilerden birinin fiziki olarak direndiğini, ötekinin ise yıkıma karşı sloganların olduğu çizimleri toplumsal medyada paylaştığını kaydediyor. Cidde’de cezaevinde tutulan bir mahkumun akrabası, yıkılacağı belirlenen mahallelerinde veda buluşması düzenlemekle suçlanan 15 kişinin daha hapse koyulduğunu iddia ediyor. Sadece mahkumlara ulaşmada yaşanmış olan zorluklar sebebiyle BBC bu iddiayı doğrulayamadı.
ALQST’nin görüştüğü, Cidde mahallelerinden tahliye edilen 35 kişinin hepsi, suç duyurusu süresinin uygulanmadığını ve tazminat verilmediğini savundu. Yarısından fazlası da gözaltı tehdidi altında evlerini boşaltmaya zorlandığını söylemiş oldu. İngiltere’de de halen güvende hissetmediğini söyleyen Alenezi, bir istibarat uzmanının Londra’daki Suudi Büyükelçiliği’nde bir toplantıya iştirak etmesi şartıyla ona beş milyon dolar teklif ettiğini ve bu teklifi reddettiğini söylüyor. Suudi hükümeti, gazetecilerin bu iddia ile ilgili sorusuna da yanıt vermedi.
ABD İSTİHBARAT RAPORU ORTAYA KOYDU
ABD merkezli gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın Suudi konsolosluğunda öldürülmesi başta olmak suretiyle, muhaliflere yönelik saldırılar bir süredir devam ediyor. ABD istihbaratının raporunda, Muhammed bin Selman’ın Kaşıkçı’nın öldürülmesi operasyonuna onay verdiği sonucu açıklanmıştı. Sadece Suudi veliaht prensi cinayette görevi olduğuna dair suçlamaları reddetti. Alenezi, Neom fütürist kent projesi için almış olduğu emirlere itaat etmeme kararından pişman değil:

“Muhammed bin Selman Neom’un inşasına engel olabilecek hiçbir şeye izin vermeyecektir. Eğer projede kalmış olsaydım benden kendi halkıma ne yapmamı isteyeceklerdi diye kaygı içinde düşünmeye başladım.”

Bu Habere tepkin nedir?

like

dislike

love

funny

angry

sad

wow