Kısırlaştırma ve aşılama ile mesele çözülür

5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’na ilişkin değişim yapılacağına dair tartışmalar gündemdeyken SemtPati Vakfı, mevzuyla ilgili açıklamalarda bulunmuş oldu.SemtPati Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı İpek Kıraç, “Bugüne dek kanuni yükümlülüklerini yerine getirmemiş, geçici bakımevleri kurarak köpekleri kısırlaştırmamış yüzlerce belediye varken, bu kanun sonrasında belediyelerden köpekleri öldürmek amacıyla tesisler kurulması mı umut ediliyor? Bu tavsiye devletin kaynaklarının bu zalimane amaç için ziyan edilmesi anlamına geliyor. Hemen hemen zaman yakınken bu korkulu plandan vazgeçilmeli ve köpekleri öldürecek bölgeler değil, onları tedavi edecek, kısırlaştıracak ve aşılayacak bölgeler inşa edilmeli. Bu kaynaklar, sokaktaki köpek nüfusunun artışına yol açan kök sebeplerin çözümüne aktarılmalı” dedi. TOPLU ÖLDÜRMENİN ETKİNSİZLİĞİ Kanun değişikliği gerçekleştiği takdirde, ölüm sırasına giren ilk köpeklerin yakalanmaları kolay olduğundan kısırlaştırılmış, aşılanmış ve cemiyet sağlığı için risk teşkil etmeyen köpekler olacağını vurgulayan Kıraç, “Rehabilite edilmiş köpek nüfusunun mühim bir kısmı sokaklardan bu şekilde ortadan kaldırıldığında, geriye kalan köpekler kaynaklarda daha azca rekabetle karşılaşacak ve bu da daha yüksek doğum oranlarına ve nüfusta daha süratli bir artışa yol açacaktır. Doğrusu kök nedenlere umar üretilmediği sürece, sokaklarda ölüm sırasını bekleyen binlerce köpek olmaya devam edecek. Şikayetlerde hiçbir azalma yaşanmayacak. Bu ‘vakum tesiri’, toplu öldürmeyi nafile bir uygulama haline getirmektedir” dedi. Kıraç; böylesine toplu bir katliamın etik sonuçlarının oldukça ağır bulunduğunu belirtti. “Köpekler, acı ve ıstırabı deneyimleyebilen duyarlı varlıklardır. Köpeklerin öldürülmesiyle sonuçlanacak bir kanun, insanoğlu olarak bizlerden daha savunmasız olan bu canlılara ilişkin etik sorumluluklarımızı kötüye kullandığımız anlamına gelecektir” dedi. YAKALA, KISIRLAŞTIR, AŞILA, SAHİPLENDİR VEYA ALINDIĞI YERE GERİ BIRAK SemtPati Vakfı, köpeklerin yakalanıp kısırlaştırılması, aşılanması ve peşinden sahiplendirilmesi yada alındığı yere geri bırakılmasının en etkili ve insancıl çözüm bulunduğunu korumak için çaba sarfediyor. “Bu model, nüfus artışını etkili bir halde azaltır ve halk sağlığı neticelerini iyileştirir. Kısırlaştırılmış ve aşılanmış bir köpek popülasyonu, halk sağlığı açısından birçok riski bertaraf eder,” diyen Kıraç, bu yöntemin insani işlem ilkeleriyle uyumlu bulunduğunu altını çizdi. Sokakta yaşayan köpek nüfusunun yüksekliğinin, etkili kısırlaştırma programlarının eksikliği, sahipleri tarafınca terk edilen köpek sayısı ve görevli hayvan sahipliği mevzusunda yetersiz eğitim benzer biçimde temel nedenlere dayandığını belirten Kıraç, “Problemi çözmek; etkin kısırlaştırma ve aşılama, köpek üretiminin yasaklanması, görevli hayvan sahipliği ve hayvan refahını teşvik etmek için eğitim programlarını içeren oldukça yönlü bir yaklaşım gerektirir,” dedi. Kıraç; “SemtPati Vakfı olarak, köpeklerin öldürülmesinin probleminin kaynağına dair hiçbir çözüm üretmediğini ve etkisiz bulunduğunu bir kez daha vurguluyor ve bu yanlıştan bir an ilkin dönülmesini bekliyoruz” diyerek sözlerini tamamlamış oldu.