İki usta sanatçı Jos de Gruyter ve Harald Thy Galeri Artist İstanbul’a geliyor

Belçikalı meşhur sanatçılar Jos de Gruyter ve Harald Thys, benzersiz iş birlikleriyle İstanbul’u büyüleyici bir sergiyle ziyaret etmeye hazırlanıyor. Varlıklı kültürel dokusuyla malum dinamik bir şehrin arka planına karşı, bu sergi, sanatseverler ve uzmanlar için bir vurgu olmayı vaat ediyor. Brüksel’den Roma’ya kadar, de Gruyter & Thys, Galeri Artist İstanbul’da kendilerine özgü bakış açılarını sunarak, seyircileri hayal gücü ve içsel keşiflerin diyarına çağrı ediyorlar. Jos de Gruyter (sağda) Harald Thys Sırasıyla Geel ve Wilrijk’te doğan ikili, 1980’lerin sonlarından bu yana modern sanatın öncüsü olup, yenilikçi yaklaşımlarıyla dünya genelinde sanat severleri kendilerinden bahsettirmeye devam ediyor. Video, fotoğraf, heykel ve fotoğraf benzer biçimde çeşitli medyumları sergilerinde bir arada kullanan de Gruyter & Thys, basit sınırları zorlayan ve kendilerine özgü bir sanat içerikli vizyon geliştirdi. Benzersiz sanat içerikli yaklaşımları, Kunstverein München, Berlin’deki Schinkel Pavillon ve Chicago Uygar Sanat Müzesi benzer biçimde elit kurumlarda solo sergilerde geniş çapta beğeni topladı. Jos de Gruyter ve Harald Thys, kendilerini alışılmış kategorizasyonları reddeden benzersiz ve provokatif bir tarzla sanat dünyasında ayırt etmeyi başardılar. İkilinin ortak çalışmaya dayalı eserleri çoğu zaman toplumsal normlar, insan davranışı ve günlük yaşamın absürtlüğü benzer biçimde temaları emsalsiz şekilde keşfeder ve bu tarz şeyleri hem sürreal hem de tanıdık bir bakış açısıyla sanat severlere sunar. Felemenk resmine, folklor ve modern popüler kültürüne kadar çeşitli kaynaklardan esin alarak, de Gruyter & Thys, aynı anda hem hayalperest hem de ürkütücü bir dünya yaratıyor. Çeşitli medyumları kullanarak, sanatlarını oldukca katmanlı bir halde işlemeye çağrı ederek, seyircilerle sürekli etkileşime giriyorlar. de Gruyter & Thys’in sanat hayatına en dikkate kıymet katkılarından biri, temsil ve kimlik mevzularındaki alışılmış kavramları sorgulama yetenekleridir. Videoları, heykelleri ve enstalasyonları vesilesiyle, sıradanın muhteşem, sıradanın yeni bir anlam kazanılmış olduğu alternatif gerçekliklere bir bakış sunuyorlar. Ek olarak, de Gruyter & Thys, dikkatli ayrıntılarına ve seyircileri tanıdık fakat garip şekilde etkisinde bırakan dünyalara taşıma kabiliyetlerine haiz olmalarıyla tanınırlar. Gerçeklik ile kurgu arasındaki sınırları bulandırarak, seyircileri algılarını sorgulamaya ve cemiyet ve insan durumu hakkında rahatsız edici gerçeklerle yüzleşmeye teşvik ederler. Sanat alanındaki faaliyetlerinin yanı sıra, de Gruyter & Thys, toplumda sanatçının görevi ve sanatın düşünceyi provoke etme ve değişim yapma gücü hakkında eleştirel tartışmaları başlatmada etkili oldular. Genel olarak, işleri, sanat içerikli ifade sınırlarını zorlamaya ve seyircilere dünyayı yeni ve beklenmedik şekillerde görmeye teşvik etmeye olan kararlılıklarının bir kanıtı olarak duruyor. Yenilikçi yaklaşımları ve düşündürücü yaratımlarıyla, Jos de Gruyter ve Harald Thys, sanat sahnesinde kalıcı bir iz bıraktı, nesiller boyu sanatçıları ve sanatseverleri etkilemeye devam edecek. Gezici sergi, dünyanın dört bir tarafındaki elit mekanlarda sergilenmiş ve de MoMA PS1 New York’tan Kunsthalle Wien ve Kunstverein Basel’e kadar uzanmıştır. Bilhassa, ikili Belçika’yı 58. Venedik Bienali’nde gururla temsil etti ve internasyonal sahnede unutulmaz bir iz bıraktı. Berlin Bienali ve Trentino-Alto Adige’deki Manifesta 7 dahil olmak suretiyle çeşitli bienallerde etkisinde bırakan bir katılım geçmişiyle de Gruyter & Thys, düşündürücü eserleriyle seyircileri büyülemeye devam ediyor. Şimdi, İstanbul’daki sanatseverler, ikilinin en yeni şaheserinin açılışını sabırsızlıkla bekliyor.