Dilan Polat ve Engin Polat ‘ucuz’ yırtmanın ardında! Yeni hamle geldi, dilekçe verildi

Avukatlarının konuşmasını görünce Dilan’ı aradım. Bu avukatlarla çalışmakta emin mısınız? Oldukça iyi ceza avukatlarımız var. dedim. ‘Onlara idrak yapılmış oldu’ dedi. Bir avukat çıkıp ‘Tanrı yürü ya kulum dedi’ der mi ya? Bir fotoğraf var toplumsal medyada dolaşan… Tanrı hepsine mi yürü ya kulum dedi?
Bahsi geçen 600 milyon, emanet de olabilir. Üstlerine olan mal varlıkları emanet de olabilir. Bakalım bunların ağababaları bu vakalara ne diyecek ve o kim? Ben Dilan ve Sıla’nın kurnaz noktasında bulunduğunu düşünmüyorum. Öyleki olsa esasen bu şekilde olmazlardı. Engin İstanbul’daydı. Şoförlük yapıyordu. Ekonomik olarak zor durumda olduklarını biliyordum. Dilan’ın Engin’e bakılırsa daha rahat bir yaşamı vardı. Dilan’ın ‘ben şimdi orada iyi mi yaşayacağım’, ‘ev işlerini iyi mi yapacağım’ kaygısı vardı.
Ekran önünde Sıla ve Dilan can ciğer olabilirler fakat kamera arkasında o şekilde değil bu durum. Kedi-köpek durumu var. Babasını kaybettiğinde Dilan evliliğe ilk adımını atmıştı. Kanserdi esasen. O adam karısını öldürmüş fakat ben o adam için fena bir şey söyleyemem ki çünlü oturduğunda oldukça makul konuşan, sakin bir insandı. Çocuklarına olan düşkünlüğünü, karısına olan sevgisini anlatırdı.
Can kundaktaydı daha… Antalya’daki evde annesinin kanı duruyordu. Sildirtmiyorlardı. ‘O annemin kanı’ diyorlardı. Onları yönetebilecek biri yoktu duygusal anlarda. Engin istemeye vardığında bizim evimizdeki süpürgeyi götürmüştük, halıya dokunmadık.
Kara para ile ilgili büyük bir çark bulunduğunu düşünüyorum. Şirket yetkilileri, 18 yaşını geçmişler, sorumlulukları olan bireyler… Bu yaşananlar yaşamın cilvesi değil, yapılanların sorumluluğu hukuk nezdinde… Tutuklu olmaya sebep vergi değil, başka ithamlar var. Onlara yanıt verin ki sizinle ilgili sual işretleri cevap bulsun. Oldukça büyük bir operasyon kapıda. Ey fenaomenler güvenlik kapınıza gelmeden, siz gidin. Akıllı olan fenomen gitsin ve durumu anlatsın.