Biz ‘sahiplenilmedik’ biz esasen bir aileydik

Alişan’ın COVID-19 sebebiyle yaşamını kaybeden kardeşi Selçuk Tektaş’ın eşi Merve Tektaş, eşinin vefatından sonrasında ilk kez POSTA’ya konuştu. Yaşamış olduğu zor günlerin arkasından ayağa kalkan ve emek verme hayatına atılan Tektaş, iyi mi hayata döndüğünü söyledi.

ALİŞAN’IN BİZE GÖLGESİ BİLE YETER AMA ÇALIŞACAĞIM ÇÜNKÜ GÜÇLÜ BİR ANNE OLMALIYIM

Eşinizin 2021’deki acı kaybından bugüne dek asla konuşmadınız. Neler yaşadınız, neler yaşıyorsunuz?

Aslına bakarsak yaşamıyordum. Selçuk’un acısıyla bizim evin ışıkları topyekün söndü. Ben de yaşayan bir ölüye döndüm. Bu acının tarifi yok. Ateş düşmüş olduğu yeri yakıyor.

Iyi mi başa çıkıyorsunuz?

Çıkamıyorum. Ölümünü değil fakat yokluğunu kabul etmeye çalışıyorum. Selçuk, benim yalnız eşim, çocuklarımın babası değil, en iyi arkadaşımdı ve dostumdu. 14 yıla oldukça şey sığdırdık. Tek sığınağım çocuklarım. Onlar için ayaktayım.

Çocuklarınız iyi mi?

Oldukca noksan ve acılı kaldılar. Çocuklarım maalesef babalarının entübe edildiğini, annelerinin o fotoğraflarını, hepsini internetten öğrendi ve bu onlarda büyük travma yarattı. Ufak kızım, Selçuk’u kaybettiğimizde 7 yaşındaydı ve bana bigün dedi ki “Babamı minimum ben gördüm, minimum benim fotoğrafım ve minimum benim anım var.” Biz eşimi bayramda kaybettik. O yüzden artık ne benim, ne de çocuklarımın bayramı var. Bilhassa okullarda olan etkinlikler beni oldukça üzüyor bu sebeple bir tek kızlarımın babası olmuyor.

Hastalık sürecinde neler yaşadınız?

Bir arkadaşımızın evine yemeğe gitmiştik, orada kaptı. Oysaki günde bin kez elini yıkayan, kolonyasız, 3 kat maskesiz gezmeyen biriydi. Çocuklar dahil çoğumuz ağır yakalandık o gribe. İlk başta evde tedavi gördük fakat bir gece Selçuk’un ateşi oldukça terfi etti, 41 dereceyi görmüş oldu. Sonrası malum.

Iyi mi biriydi eşiniz?

Oldukca insancıldı. Hastalığının 9. günüydü, benden yanımda oldukça para getirmemi istedi, şaşırdım, “Hastanede ne işine yarayacak?” dedim. Meğer tüm çalışanlara döner ısmarlamak istemiş.

HÂLÂ YEMEK MASASINA DÖRDÜNCÜ TABAĞI KOYUYORUM

Peki, o son gece nasıldı?

O gece oldukça tedirgindi. “Beni bırakma” dedi. O sitokin fırtınası da esasen benim yanımda yaşandı. Meğer içine doğan, o gün entübe edildi ve o gün Babalar Günü’ydü. Hep hususi günlerde yaşadık tüm korkulu vakaları…

Yardım alıyor musunuz?

İki senedir ruhsal destek alıyorum. Desteksiz ayakta kalmak mümkün değil. Selçuk’u kaybettikten sonrasında salondaki 3’lü koltuktan asla kalkamadım, evin ışıkları topyekün söndü. Asla kızlarımla oturup doğru muntazam akşam yemeği yiyemedik. Sofrayı kurduğumda bile masaya dördüncü tabağı halen koyuyorum, alışamadım.

Süreçte edindiğiniz en büyük deneyim neydi?

Umarsızlık… Yoğun bakımda tabip, Alişan ile bana ‘oldukça ağır’ söylediğinde birbirimize sarılıp ağladık. Orada ün, para hiçbir şey işe yaramıyor. Bir ay çaresizce o mucizeyi bekledik.

Asla isyan ettiniz mi?

Hem de oldukça! Ben 38’inde dağ benzer biçimde bir adamı kaybettim ve aniden yaşamımız tepetaklak oldu. Hep uyuyarak geçirdim fakat baktım ki uyuyarak olmuyor, bana gereksinim duyan 2 kızım var. Ve ben bu yıl ayağa kalkmaya karar verdim.

‘SİZE ALİŞAN BAKIYOR’ SÖZÜ ÇOK ACITICI

Süreçte siz hariç hepimiz bir şey söylemiş oldu. Eşinizin ölümünün arkasından Tektaş ailesi ile problemler yaşadınız mı?

Ben de bir Tektaş’ım ve ailedenim. Bu aileye yeni girmedim. Dışardaki insanoğlu için yediğiniz, giydiğiniz, her şey söz oluyor, bu da bizi oldukça acıtıyor. “Alişan olmasa esasen sen olmazsın” diyorlar. İnsanı çaresiz bırakan zalimce bir söylem. Biz devamlı iyi yaşadık. Selçuk hiçbir şeyimizi noksan bırakmadı.

Alişan ile aranız iyi mi?

Alişan benim ağabeyim, kardeşim ve muhteşem bir amca. Keşke benim de öyleki bir amcam olsaydı. Çocuklarım o mevzuda oldukça talihli. Onların yüreğine oldukça dokunan bir amca, bana da ağabeylik meydana getiren bir abi. Ben onu tanıdığımda 25 yaşındaydım, şimdi 41 yaşındayım. Ben Alişan’ın hayatına yeni girmedim.

Magazinde çıkan negatif haberlerin sebebi neydi?

Doğal ki her ailede olduğu benzer biçimde bizde de problemler oldu, ben kimsenin problemsiz yaşam yaşadığını zannetmiyorum. Gençtik, hatalarımız oldu fakat asla aile bağımız kopmadı.

ONLARIN EVİNE DE ATEŞ DÜŞTÜ BUSE DE HER ZAMAN YANIMDA VE DESTEKTİ

Alişan’ın eşi Buse Varol ile süreçte küstüğünüz söylendi. Sizin yas sürecinizde onun doğum günü kutlaması tepki çekti. Neler yaşandı?

Ben Buse ile ilgili asla konuşmam, hiçbir zamanda konuşmayacağım. O bir kere benim ağabeyimin eşi. Yeğenlerimin anası ve ek olarak da hastane sürecinde en fena zamanlarımda devamlı benim yanımda oldu. Kırgınlıklar olmadı demiyorum, birbirimizi yanlış anladığımız zamanlar olmuş olabilir. Ben yas sürecindeydim. Kendi içime oldukça çekildim fakat onlar için de zordu bu sebeple onların evinin içine de ateş düştü. Empati lütfen! Bu mevzuda ne kayınvalidem ne Buse ne de aile hakkında konuşulmasını uygun buluyorum. Kol kırılır, yen içinde kalır. Kızlarımın babasının ailesine oldukça ihtiyacı var. Babalarından onlara kalan en büyük miras o aile ve Alişan’ı oldukça seviyoruz.

Alişan, kızlarınızı kendi evlatlarından ayırt etmiyor galiba?

İnanılmaz iyi ilişkileri var ve amcaları onlar için oldukça hususi. Biz oldukça bağlı bir aile olduğumuz için benim çocuklarım esasen amcalarıyla büyüdüler. Ortada oldukça büyük bir acı var ve magazinde çıkan, “O onla küsmüş, o onun doğum gününe gitmiş, gitmemiş” benzer biçimde tartışmalar oldukça çirkin. Bunlar asla mevzu bahis bile olmadı. Biz şu an bir aileyiz. Birbirimize destek oluyoruz, çocuklarım onların evinde kalıyor; onlar bizlere geliyor ve bu hep bu şekilde olmak zorunda. Ek olarak Alişan için de oldukça zor, aniden oldukça sevilmiş olduğu dağ benzer biçimde kardeşini yitiriyor, geriye kalan evlatlarını sahipleniyor, bir yanda kendi acısı, öteki yanda annesinin acısı var. İnsanlar konuşurken keşke bu tarz şeyleri da düşünse.

Sizi süreçte en oldukça üzen şeyler neler?

İnsanların size ‘ah canım’ deyip acıyarak bakmaları, ‘size biri bakıyor’ cümlesi oldukça yaralayıcı. Sözgelişi ‘Alişan sahipleniyor’ deniliyor. Bu oldukça çirkin bir kelime. Biz sahiplenilmiyoruz, biz esasen bir aileyiz. Zor günleri de beraber aşacağız. “Hep Alişan bakıyor, Merve’nin ailesi yok mu, birazcık da onlar baksın” diyenler bile var. Benim elbet akrabalarım var. Fakat derdi size mi düştü? Benim görkemli bir akrabalarım var. Hep yanımdalar. Aslına bakarsan artık ben de ayağa kalktım ve kendi hayatımı devam ettirmek için çalışacağım. Çocuklarım için kendi ayaklarımın üstünde durmam gerekiyor.

SİZE NE MERVE İLE BUSE İLİŞKİSİNDEN BOŞ VERİN BUNLARI!

Kayınvalideniz Suzan Hanımla da kırgınlıklar oldu mu?

Gencecik yavrusunu toprağa vermiş, acılı bir anneyle ilgi yalan haberler yapmak ayıp ve çirkin. Çocuklarım hem babaannelerine hem de dedelerine oldukça düşkünler. Rica ediyorum, boş verin bu tarz şeyleri. Size ne Merve ile Buse ilişkisinden! Kayınpederim, kayınvalidem günde 3 kez mezara gidiyor, o yüzden onları bu şekilde konuşmak oldukça ayıp. Hepsi benim için oldukça kıymetli. Tek kelime fena söz söylemem, söylettirmem. Ben bigün hayatlarına olmasam, kanlı bıçaklı olsak dahi benim ağzımdan tek fena söz çıkmayacak. Benim iki çocuğum var ve onlar çocuklarımın ailesi.

ÜNLÜ OLMAK GİBİ BİR NİYETİM YOK İSTESEM ÇOKTAN OLURDUM

Sanırım artık daha oldukça göz önünde olacaksınız?

Meşhur olmak benzer biçimde bir niyetim yok, olmak istesem çoktan olurdum. Önümde oldukça uzun seneler vardı ve gençtim. Ben çocuklarımı kendim büyütmeyi tercih ettim. Fakat artık mesleğimi yapacağım. Ben yalnız Alişan’ın gelini değilim, doğal ki onun desteği asla inkar edilemez fakat sonuçta ben de bir bireyim ve benim de bir akrabalarım var. Sanki öyleki değil benzer biçimde lanse edilmesi acıtıyor.

ALİŞAN’IN BİZE GÖLGESİ BİLE YETER AMA ÇALIŞACAĞIM ÇÜNKÜ GÜÇLÜ BİR ANNE OLMALIYIM

Selçuk Bey’le iyi mi tanışmıştınız?

ABD’dayken. Benim oda dostum Selçuk’un liseden arkadaşı. Çağıl bir görücü usulü benzer biçimde oldu. Türkiye’ye geldiğimde tanıştık. Oldukca süratli ilerledi, oldukça aşık olduk. Ne ona kırıldım ne onun tarafınca kırıldım. Asla ‘keşke’miz yok. Bir tek derhal evladımız olduğundan emek verme hayatım olmadı, şimdi oldukça çalışmak isterim bu sebeple kendi ayaklarımın üstünde durmam gerekiyor. Alişan’ın bizlere gölgesi bile yeter fakat ben Alişan’ın gelini olarak değil, Merve olarak da var olmak isterim. Çocuklarımın kuvvetli bir anneleri olmalı. “Annen ne yapıyor?” dediklerinde, “Evde, uyuyor” demelerini istemiyorum.

TAKTIĞIM PAHALI ÇANTAYI BANA KİMSE DEĞİL EŞİM ALDI

İş hayatına mı atılıyorsunuz?

Yeditepe Üniversitesi Moda ve Tekstil Tasarımı’nı bitirdim ve eğitimimi tamamladıktan sonrasında 1 yıl ABD’da eğitim aldım. Çocuklarım olunca çalışamadım. Fakat artık moda influencer’lığı yapacağım. Toplumsal medyada da etkileşimimiz oldukça iyi. Kendi ayaklarımın üstünde durmalıyım. Hiçbir şeye ihtiyacım yok fakat çocuklarımın o sevgiye ihtiyacı var. Satın alınamayacak tek şey de Alişan’ın çocuklarıma verdiği o büyük sevgi. Yoksa açlıktan kimse ölmüyor. Ve eşim de bizlere güzel bir gelecek bıraktı. Taktığım o pahalı marka çantayı bana kimse değil, eşim aldı.