Hasret Çetinkaya, ‘Anne Çiçekleri’ni adlı kitabını söyledi

Hasret Çetinkaya yeni çıkardığı ‘Anne Çiçekleri’ adlı kitabını Habertürk’e söyledi. ‘Anne Çiçekleri’; fazlaca basit görünen anne – kız ilişkilerinin derinlerde oluşturduğu yolları, o yolların karanlıklarını, iniş çıkışlarını fark etmenin hikâyesi. Hasret Hanım birazcık kendinizden bahseder misiniz? Cümlelerle değil de kelimelerle kendimi ifade edecek olursam sanırım şu sözcükler çıkar ağzımdan: Meraklı, gözlemci, acıya duyarlı, Kalp Yolu […]

Mar 27, 2024 - 15:50
 0
Hasret Çetinkaya, ‘Anne Çiçekleri’ni adlı kitabını söyledi


Hasret Çetinkaya yeni çıkardığı ‘Anne Çiçekleri’ adlı kitabını Habertürk’e söyledi. ‘Anne Çiçekleri’; fazlaca basit görünen anne – kız ilişkilerinin derinlerde oluşturduğu yolları, o yolların karanlıklarını, iniş çıkışlarını fark etmenin hikâyesi. Hasret Hanım birazcık kendinizden bahseder misiniz? Cümlelerle değil de kelimelerle kendimi ifade edecek olursam sanırım şu sözcükler çıkar ağzımdan: Meraklı, gözlemci, acıya duyarlı, Kalp Yolu talebesi, dışa dönük şeklinde duran bir içe dönük, disiplinli, anne, evlat, sır saklayıcı, yazan, söylenenlerin ardındaki söylenmeyenlerin peşine düşen bir dedektif… 6’ncı kitabınız çıktı, bu kitapta okuyucular ne bulacak? ‘Anne Çiçekleri’ni okuyanlar kitapta kendileri ve en temel ilişkileri içinde sıkıştıkları tanımlarla, beklentilerle karşılaşacak. Acımayla yükselen öfkenin yerine anlayışla gelişen sevgi ve şefkatin iyileştirici gücüne şahitlik edecek. Kim bilir asla dile getiremedikleri korkuları ya da öfkeleri ile temasa geçecekler. Hiçbir şeyin aslına bakarsak görünmüş olduğu şeklinde olmadığını fark edecekler. İnançlarımızın, kendi tanımlarımızın bizi iyi mi öfkenin içine hapsettiğine dair düşünecekler. ‘Anne Çiçekleri’ romanını niçin alışılagelmişin haricinde anne kız hikâyesi olarak tanımlıyorsunuz birazcık bahseder misiniz? Bu tarif bende ziyade yayınevine ilişkin bir tarif. Ve fakat şunu söyleyebilirim; ‘Anne Çiçekleri’, bir tek bir anne kız çatışması değil, toplumsal büyük bir yaraya işaret eden bir roman. Yaraların görmezden gelindiğinde iyi mi bir çürümeye yol açtığını ve bu çürümenin ister istemez iyi mi yayıldığını konu alıyor. Ek olarak bir farkındalık geliştirme hikâyesi. Duyguların içinde kaybolmaktan ziyade, onları tanımaya ve anlamaya, anlamayla beraber dönüşüme neden olan bir gelişimi var hikâyenin. Romanı yazarken ilhamı gözlemlerinizden mi aldınız yoksa kendi hayatınızdan da bir parça yer ediniyor mu? Her ikisi de. Burada kitapta geçen bir cümleyi yinelemek isterim. Hakkaniyet Ağaoğlu da kendini yazmanın imkânsız bulunduğunu söylemiyor mu esasen Göç Temizliği romanının önsözünde? “Yazar, tüm geçmiş anlatılarını bugünden yazar ve bugünkü kendisini doğrulamak suretiyle geçmişi kurgular.” Bu sözü fazlaca seviyorum. Zihnin kurguları ve hikâyeleri hakkında da fazlaca şey söylüyor. “Hayatım” söylediğim şey gerçek mi yoksa zihnimin kurguları mı? Zihin üstüne çalışmak bir insanoğlunun kendisine yapabileceği en büyük armağan diye düşünüyorum. Bu anlamda bana esin olan ve yol gösteren tüm öğretmenlerime, bilhassa Cem Şen ve tüm Kalp Yolu öğretmenlerime teşekkür ederim. Bir kitabın yazım süreciniz iyi mi ilerler? Karakterlerin oluşumu, kurgu vs. Her şey matematikle mi ilerlemeli, yoksa ilk cümlenin sihrine mi inanırsınız? İlk cümlenin sihrine inanıyorum ve fakat iki romanda da o ilk cümle ile başlamadı romanlarım. İlk cümle “Hadi!” sesini duyduğum yer, ilk uyandırma zili. Görmezden bile gelsem yeniden yeniden duyduğum ve sonunda yolculuğa başladığım yer. Yol ilerledikçe, balinanın karnına girdiğimde, oradan çıktığımda değişiklik gösteriyor. Bu süreç de bana bir fikre, bir inanca, bir düşünceye tutunmamanın ne kadar geliştirici bulunduğunu gösterdi. Günümüzde yeni jenerasyonun önceliklerinin değişmesinin; anne kız ilişkilerinin de farklılaşmasına sebep bulunduğunu düşünüyor musunuz? Her dönem kendi hikâyelerini yaşıyor. Bunun tabiatın ve yaşamın kendisi bulunduğunu görüyoruz esasen. Aslolan problem bir fikrin, bir modelin aynı, durağan(durgun) kalmasını istemekte. Bir insan kendi varlığını bir başkasının varlığı ile tanımladığı sürece ilişkilerdeki çatışmalar bir tek biçim değiştirebilir fakat temelde aynı şekilde devam edecektir. O nedenle kaç yaşlarında olursak olalım zihnin eğitilmesine, zihindeki çarpıtmaların fark edilmesine ve bu tarz şeyleri dönüştürmek için en samimi şekilde çalışmamız icap ettiğini düşünüyorum. Fazlaca önemsediğim bir mevzu bu. Zihinler aydınlandıkça jenerasyon farkı şeklinde ayrıştırmalar da olmayacaktır. Global dünyanın ve web erişiminin kızların yaşamdan ve anneden beklentilerine tesiri var mi? Web erişimi her birimizin uyanık kalmasını zorlaştırıyor normal olarak. Görkemli nimetleri olduğu şeklinde fazlaca fazla uyaran olması sebebi ile odaklanmayı zorlaştırıyor. Duyuların tetiklenmesi fazlaca fazla. Bu da fazlaca fazla arzu ortaya çıkarabiliyor. Fazlaca fazla karşılaştırma, fazlaca fazla talep… Yetersizlik ve değersizlik hislerini tetikleyebiliyor. Bu alan uyanık olmamız ihtiyaç duyulan alan. Iyi mi uyanık olacağımız mevzusu ise gene zihin ile çalışmaya getiriyor bizi. Özenle zihnimiz üstünde çalışmalıyız ki kurguların içinden çıkabilelim, hakikat ile buluşabilelim. Kimi zaman anne kız ilişkilerinde anneni eleştirdiğin mevzuyu kendi kızına uygulayabiliyorsun. Bu döngüyü iyi mi oluşturuyoruz, değiştirebilir miyiz? Ya da sizce değiştirmeli miyiz? Bir şey fazlaca istemek ve asla istememek aynı şey aslına bakarsak. Asla istemediğimiz bir şeyi kendimize çekiyoruz. Korkularımızı kendi korkularımızla gerçek kılıyoruz. Kendini gerçekleştiren kehanetlerle dolu yaşam hikâyelerimiz. Bu dönüştürülebilir mi? Evet. Devamlı bahsettiğim zihnin eğitilmesi mevzusu burada da devreye giriyor. Ben neyi niçin istemiyorum? Niçin kaçıyorum? Bu düşüncelerin arkasında ne var? Hangi inançlarımı yansıtıyorum? Nerelerde kimleri öykünmek ediyorum? Beklentilerim neler? Bu ve benzeri sorulara fazlaca samimi cevaplar vererek, kendimizi eleştirerek değil fakat gözlemleyerek dönüşüm mümkün. Okurlarınız anne-kız ilişkileri üstüne romanınızda mühim mesajlar bulabilecek mi? Dilerim kalplerine dokunan cümlelerle karşılaşabilir ve ilişkileri, ilişkileri üstünden kendileri ile temas edebilirler. Sizin annenizle ilişkiniz nasıldı? Annem benim en kuvvetli öğretmenimdi. Kendisi bilincinde mıydı bilmiyorum fakat ondan fazlaca şey öğrendim. Okuyucularınızın kitabınızla ilgili geri dönüşünden memnun musunuz? Şu ana kadar gelen yorumlardan fazlaca memnunum. Okuyucularım, bir ihtimal bir sardunya diker bana fotoğrafını gönderirler ya da romanın sonunda kendilerine yazdığım mektuba yanıt verirler ve mektup arkadaşı oluruz.

Bu Habere tepkin nedir?

like

dislike

love

funny

angry

sad

wow